Mert’in Seçtikleri: En Kötü 5 Korku Filmi

En kötü korku filmleri

Hazır sitemiz yayına girmiş ve sosyal medya kanallarımız açılmışken, Duygu ile birlikte önemli bulduğumuz her şeyi paylaşalım istiyoruz. Karanlık Notlar bu ihtiyacımızdan ortaya çıktı. Sözü çok uzatmadan, gerçekten kötü olduklarına inandığım 5 korku filmi paylaşmak istiyorum.

Troll 2 (1990)

Baştan sonra mantık hatalarıyla dolu bir film. Orijinal adı aslında Goblins (Goblinler) olmakla birlikte Amerikalı dağıtımcılar, 1986 yapımı korku komedi filmi Troll’ün devamı gibi gösterip mirasından faydalanmak istemişler ve ismini değiştirmişler. Doğal olarak ilk saçmalık orada başlıyor. Adı Troll olan bir filmde Troller yerine Goblinler var. Asıl büyük saçmalık ise Goblinlerin vejetaryen olması! Öldürmeden önce insanları bitkiye çevirmeye çalışıyorlar filan.

Hikâyesi de tutarsızlıklar taşıyan böyle bir ucuz filmdeki oyunculukların kötü kategorisinin de altında olduğunu belirtmem lazım. Efektlere ise hiç girmiyorum. İzleyebileceğiniz en kötü korku filmlerinden biri. O kadar kötü ki iyi (so bad it’s good) olarak tanımlanan bir kült korku filmi.

 

Birdemic: Shock and Terror (2010)

Aslında filmin çıkış noktası ve fikri iyi. Alfred Hitchcock’un The Birds (Kuşlar) filmine yaslanıyor. Ama senaryosu, oyunculukları, efektleri o kadar kötü ki inat edip sonuna kadar izlemek isteseniz bile başaramıyorsunuz. Hadi dijital ortamda üretilen kuşların kötü görüntüsünü de geçtik bari en azından saldırı sahneleri iyi olsaydı. Baştan aşağı berbat. Bazıları filmi kült kategorisine sokmaya çalışıyor da olmaz bence bundan.

 

Manos: The Hands of Fate (1966)

Filmin bağımsız olması iyi, güzel de bu kadar kötü olması her şeyi alıp götürüyor. Hatta neden, nasıl ve niye yapıldığını sorgulatıyor. Harold P. Warren adında biri tarafından yazılıp yönetilen film, Warren’ın senarist Stirling Siliphant ile girdiği bir iddianın sonucuymuş. Özellikle belirtmek isterim, Warren aslında Teksaslı bir gübre satıcısı.

Film Teksas’ta tatile çıkmış bir ailenin kaybolmasıyla başlıyor. Ufak tefek aksiliklerin ardından ulaştıkları bir evde de devam ediyor. Filmde herhangi bir devamlılık, süreklilik, belirli bir mantık çerçevesinde ilerleme gibi hiçbir şey yok! Düşük bütçeli olması bu kadar kötü olmasını da gerektirmiyor aslında. Belki de görebileceğiniz en kötü korku hatta belki de sinema tarihinin en kötü filmi bile olabilir.

 

Alone in the Dark (2005)

Christian Slater ve Stephen Dorff gibi popüler oyuncuya rağmen berbat bir film. Video oyunu Alone In The Dark’tan uyarlanmış olan film, kötü senaryosu ve daha da kötü özel efektleriyle öne çıkıyor diyebilirim. Korku ya da gerilim filmi izliyorum diye düşünmeden izlerseniz kahkaha attıracak cinsten eğlenceli. Ama asıl türe hakaret niteliğinde.

 

House of the Dead (2003)

Yönetmen Uwe Boll’ün Alone in the Dark’tan iki yıl önce çektiği House of the Dead daha da kötü bir film. Tam olarak nasıl tanımlayacağımı bile bilemiyorum. Dağınık en doğru kelime olmamakla birlikte filme çok yakışıyor. Senaryonun kötülüğü ile birlikte gelen kopukluklar da cabası. Hemen her sahnede “eee ne oldu yani şimdi” gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Oyunculuklar da ayrıca kötü. Demek yönetmen kötü ki filmin her şeyi kötü.

 

Sevgiler,

Mert

Mert’in Seçtikleri: En Kötü 5 Korku Filmi” yazısında bir düşünce

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir