Ve Onlar…

Ve Onlar - Duygu Keskin

Gecenin sessizliği çöktüğünde, dünya gündüzün telaşından sıyrılıp kendi gizemli ritmine büründüğünde, işte o zaman geliyorlar akılıma. Belki de hep oradalardı, sadece gündüzün gürültüsü ve ışığı onları görünmez kılıyordu. Ama şimdi, karanlık örtüsü altında fısıltıları duyulur gibi oluyor.

Ve onlar… onlar nasıl varlıklar, bilmiyorum. Masallarda mı, efsanelerde mi, yoksa sadece zihnimin karanlık köşelerinde mi yaşıyorlar? Bazen bir ağacın gölgesinde belirsiz bir siluet olarak beliriyorlar. Bazen de rüzgarın uğultusunda, tanıdık ama bir o kadar da yabancı bir ses fısıldıyor sanki.

Ve Onlar…

Onların hikayelerini dinledim hep. Çocukluğumun büyülü dünyasında, ninnilerde, anlatılan korku hikayelerinde… Ormanın derinliklerinde yaşayan yaşlı ruhlar, ay ışığında dans eden periler, gölün karanlık sularında saklanan gizemli yaratıklar… Hepsi birer hayal ürünü müydü? Yoksa o hikayelerde, bilmediğimiz bir gerçekliğin soluk bir yansıması mı vardı?

Büyüdükçe, mantığın ve bilimin ışığı her şeyi açıklamak ister gibiydi. Doğaüstü denilen her şeyin aslında bir açıklaması olduğu öğretildi. Ama içimde bir ses, hala fısıldıyor. Ya o gölgeler, o sesler gerçekten varsa? Ya dünya, gözle görebildiğimizden çok daha fazlasını barındırıyorsa?

Bazen, özellikle de yalnız kaldığımda, onların varlığını daha derinden hissediyorum. Sanki odanın köşelerinde, karanlıkta beni izleyen gözler var gibi. Belki de bu sadece hayal gücümün bir oyunu, yorgun bir zihnin ürünü. Ama o his, o ürperti gerçek.

Ve onlar… ne istiyorlar bizden? Neden saklanıyorlar? Belki de bizden korkuyorlar, belki de bizim onları anlamamızı beklemiyorlar. Belki de sadece kendi varoluşlarının sessiz şarkısını söylüyorlar, biz duyabilelim ya da duyamayalım.

Bazen onlara dair bir ipucu yakalamak ister gibi oluyorum. Bir anlık bir gölge, tuhaf bir ses, açıklanamayan bir his… Ama sonra her şey kayboluyor, sanki sadece zihnim bana bir oyun oynamış gibi.

Belki de onlar, içimizdeki o bilinmeyene duyduğumuz özlemi temsil ediyorlar. Belki de hayatın sıradanlığının ötesinde, hala keşfedilmeyi bekleyen bir şeyler olduğuna dair bir umut kırıntısıdırlar.

Ve onlar… var olsunlar ya da olmasınlar, benim dünyamda bir yerleri var. Bilinmeyenin, gizemin, büyünün sembolleri olarak… Ve bazen, sadece bazen, onların gerçekten var olduklarını hayal etmek bile içimi tuhaf bir heyecanla dolduruyor. Belki de karanlık o kadar da boş değil. Belki de orada, sadece bizim göremediğimiz “onlar” var.

Duygu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir