Leviathan’ın Gölgesi

Leviathan'ın Gölgesi

Küçüklüğümden beri denizlere karşı tuhaf bir hayranlığım vardı. O sonsuz mavilik, hem huzur verici hem de ürkütücüydü. Ama içimde, okyanusun derinliklerinde bir korku da barınırdı. Belki de okuduğum o eski metinler yüzündendi. O devasa yaratık, Leviathan.

Levitahan’ın Gölgesi

Kutsal kitaplarda adı geçerdi. Kaosun, dizginlenemez gücün sembolü. Tanrı’nın bile zorlukla başa çıktığı, dehşet verici bir varlık. Çocuk aklımla onu hayal ederdim. Dalgaları yaran, ağzından alevler saçan, okyanusun tüm derinliklerini kaplayan bir canavar. Geceleri uyurken, yatağımın altındaki karanlıkta onun soluğunu hisseder gibi olurdum.

Büyüdükçe, Leviathan bir canavardan çok bir metafora dönüştü zihnimde. Kontrol edemediğim güçlerin, içimdeki karmaşanın, belki de dünyanın kaotik doğasının bir simgesi. Ama o ilk korku, o derinlerdeki ürperti hiçbir zaman tam olarak kaybolmadı.

Bazen, hayatın dalgalı denizlerinde savrulurken, o eski korku yeniden canlanıyor içimde. Sanki o devasa yaratık, bilinmeyen derinliklerden yükselip beni yutacakmış gibi hissediyorum. Kontrolü kaybetme korkusu, başarısızlık korkusu, belki de sadece varoluşun o muazzam ağırlığı… Hepsi Leviathan’ın gölgesi gibi üzerime çöküyor.

Mantığım bana bunun sadece bir efsane olduğunu söylüyor. Bilim, okyanusların derinliklerini incelemiş ve böyle bir yaratığın varlığına dair hiçbir kanıt bulamamış. Ama yine de, içimde bir ses fısıldıyor. Ya o eski metinlerde anlatılanlar sadece birer masal değilse? Ya o derinliklerde, aklımızın almayacağı şeyler hala varlığını sürdürüyorsa?

Belki de Leviathan, sadece dışarıda bir yerde değil, içimizde de yaşıyor. Dizginlemekte zorlandığımız o karanlık dürtüler, o yıkıcı potansiyel… Belki de asıl savaş, o içimizdeki canavarla verdiğimiz mücadeledir.

Denize her baktığımda, hem hayranlık hem de o tanıdık ürperti hissediyorum. O sonsuz mavilik, hala sırlarını saklıyor gibi. Ve ben, o eski korkuyu tamamen yenememiş olsam da, onunla yaşamayı öğreniyorum galiba. Belki de önemli olan, o devasa gücün farkında olmak ve onun bizi yutmasına izin vermemek. Belki de Leviathan’ın gölgesi, bizi daha dikkatli, daha saygılı olmaya çağıran bir uyarıdır sadece. O derinliklerde neyin yattığını asla tam olarak bilemeyeceğimiz gerçeğine karşı bir saygı duruşu…

Duygu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir